-
1 gün
gün Tag m; Sonne f;-den gün almak sich einen Termin holen (bei D);gün bugün (oder o gün bugündür) (das ist) die Gelegenheit;gün durumu Sonnenwende f;gün gibi açık sonnenklar;gün görmedik yer (ein) Platz ohne Sonne, fam wo die Sonne nicht hinkommt;gün görmek fig gut leben;gün görmüş a … der viel erlebt hat;gün günden von Tag zu Tag;gün ışığına çıkmak ans Licht kommen;-e gün koymak ein Datum bestimmen, einen Tag ( oder Tage) ansetzen (für A);gün yapmak einen Tag im Monat Gäste haben;günden güne von Tag zu Tag;günlerden bir gün eines (schönen) Tages; einst, (es war) einmal;günleri gece olmak in eine bedauernswerte Lage geraten;onun günleri sayılı seine Tage sind gezählt;günü gününe fristgerecht;günü yetmek Tod, Geburt nahe bevorstehen;günün adamı Held m des Tages;günün birinde eines Tages;günün konusu Tagesgespräch n;gününü doldurmak eine bestimmte Frist abwarten;gününü gün etmek herrlich und in Freuden leben;gününü görmek schlecht ausgehen (für A); Frau die Regel haben; glückliche Tage seiner Kinder erleben;gününü göstermek (-e) jemandem einen Denkzettel geben;adi gün, iş günü Werktag m;tatil günü Feiertag m;bir gün eines Tages; einst, einmal; irgendwann;birkaç gün önce vor einigen Tagen;her gün jeden Tag;geçen gün vorgestern; neulich, dieser Tage;bu günlerde dieser Tage, demnächst;ak (kara) günlerde in guten (schlechten) Zeiten -
2 пора
I п`ораж1) gözenek (-ği)2) перен. hücreII пор`аглубоко́ проника́ть во все по́ры о́бщества — toplumun her hücresine derinlemesine nüfuz etmek
жпора мо́лодости — gençlik çağı
сеноко́сная пора — ot biçme vakti
в ночну́ю по́ру — gece vakti
дождли́вая пора — yağmur mevsimi
счастли́вая пора жи́зни — yaşamın mutlu dönemi
2) → сказ. zamanı geldiдавно́ пора рассмотре́ть э́тот вопро́с — bu sorunu ele almanın zamanı çoktan geldi
••с каки́х пор? — ne zamandan beri?
до неда́вних пор — yakın zamanlara kadar
я до сих по́р удивля́юсь — halâ şaşarım
покра́сь вот до сих по́р — burasına kadar boya
с да́вних пор — eski zamanlardan beri
в ту по́ру — o zamanlar, o sıralar(da)
на пе́рвых пора́х — ilkten, önceleri
до каки́х пор? — ne zamana kadar?
и с тех пор его́ бо́льше не ви́дели — o gün bugündür onu gören olmadı
с тех пор как я его́ не ви́дел... — ben onu görmeyeli...
с тех пор как постро́ен заво́д... — fabrika kurulduğundan bu yana...
-
3 o
"-nu 1. he; she; it. 2. that; those. - anda at that moment. - denli so much; so. - duvar senin, bu duvar benim. colloq. I was so drunk I couldn´t see straight. - gibi such (a thing). - gün bugün/bugündür since then, from that day to this. - halde 1. In that case.../If that´s the case.... 2. therefore. -nun için 1. for him/her/it. 2. for that reason, on account of that, as a result (of that). - kadar 1. so much; so. 2. That´s all. - kadar kusur kadı kızında da bulunur. colloq. Be reasonable; the best of things will have these sorts of flaws! - kapı/mahalle senin, bu kapı/mahalle benim dolaşmak to wander around everywhere. - saat at that very moment; right away. - takdirde in that case. - taraflı olmamak to pay no attention (to), take no notice (of) (something). - tarakta bezi olmamak not to be involved in that matter. - yolda in that way, like that. (...) - yolun yolcusu... going to end up like that one day: Hepimiz o yolun yolcusu. We´re all going to end up like that one day."
Перевод: со всех языков на все языки
со всех языков на все языки- Со всех языков на:
- Все языки
- Со всех языков на:
- Все языки
- Английский
- Немецкий
- Турецкий